Pratik Zeytinyağlı Taze Fasülye

Merhaba uzun bir aradan sonra karşınızdayım. 

Pandemi sürecinde bolca pişirdiğim zeytinyağlı taze fasülyenin tarifini vermek istiyorum. İlave su koymadan yalnızca domatesin suyuyla düdüklüde pişiyorum. Çok basit ve pratik bir şekilde yapılan şahane bir yemek oluyor. Yazın soğuk soğuk çok iyi gidiyor.

Malzemeler:

yarım kilo fasülye (cinsi ayşekadın olabilir - çalı olabilir)
2 domates
1 küçük soğan
2 küp şeker
tuz

Yapılışı:

Fasülyeleri ayıklayıp yanlarını alalım. (Fasülyeniz çalı ise ortadan ikiye diklemesine kesince güzel oluyor görüntüsü) Sonra bol suda yıkayalım. Domateslerimizi soyarak ufak ufak doğrayalım. Soğanımızı da soyalım ama doğramayalım. 

Düdüklü tenceremize zeytinyağımızı koyduktan sonra soğanımızı bütün şeklinde atıyoruz (dileyen tabi ki doğrayabilir ama böylesi daha güzel oluyor, hem tadı geçiyor hem yerken görüntü olarak güzel oluyor). Üzerine fasülyemizi ekleyip doğradığımız domateslerimizi ve 2 küp şekerimizi koyuyoruz. Tuzunu serpip düdüklümüzün kapağını kapatıyoruz. Düdük öttükten yani tencerenin altını kıstıktan tam 30 dk. sonra fasülyemizin altını kapatıyoruz.

Soğuduktan sonra servis ediyoruz. İçindeki soğanı dilerseniz alabilir, dilerseniz pişmiş bütün şeklinde yiyebilirsiniz.

Afiyet olsun. 

Başlık ekle

Boyama Kitaplarına Boya Bulma Sorunsalı

Şu meşhur boyama kitaplarından bir tane de ben edindim, adı Esrarengiz Bahçe. Kitap Johanna Basford tarafından hazırlanmış. Elimdeki baskısı 14.Baskı, Temmuz 2015 tarihli. 

Kitabı seçmemdeki neden içindeki desenlerin güzelliği beni cezbetmesiydi, bir de çok meşhurmuş dünya çapında, bu da başka bir faktördü. Şunu da belirtmek isterim ki, başka bir yerde değinildiğini de görmedim açıkçası, mesela bu kitabın sayfaları kırık beyaz renginde, diğer bazı kitapların içlerinin saman rengi gibi sarımsı olduğunu görmüştüm, bu da boya rengini ve kalitesini etkileyebilir diye düşünmüştüm. Bilemiyorum ne kadar doğru ya da yanlış. Ama nihayetinde beyaz sayfanın daha iyi sonuç vereceğine karar verip bu kitabı aldım.

İstanbul'da Karlı Günler

İstanbul'da günlerdir hatta haftalardır devam eden iç karartıcı yağmurlu hava yerini 2 gündür karlı bir havaya bıraktı. 

Peynirli Tava Böreği

Tava böreğini eskiden çocukken annem pazar sabahları kahvaltı için yapardı, yanında çayla bayıla bayıla yerdim. Aradan yaklaşık 20 sene geçti, o kadar özledim ki, bir pazar sabahı ben de denemeye karar verdim. Sonuç muhteşem oldu.

Beybaba Çiftliği @Darıca

İstanbul'un dibinde, Darıca'da, Eskihisar yolu üstünde müthiş bir lezzet durağıyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Adı Beybaba Çiftliği. 1980 yılında kurulmuş. Eşim sayesinde tanıştığım bu mekanın esas uzmanlık alanı tavuk, hatta tavuk köftesi. Öğrendiğime göre bu sene kırmızı et de (antrikot) servis edilmeye başlanmış. 

Yine Yeni Yeniden: Üç Boyutlu Kitaplar

Birgün internette gezinirken rastladığım ve o gün bugündür aklımın bir köşesinde yer eden, 80'li senelerde çocukluğumuzda çoğumuzun evinde yer edinmiş olan üç boyutlu kitaplara yeniden kavuşma fikrimi nihayet hayata geçirebildim.

Yedigöller

Adını çok duyduğum ancak daha önce yakınından bile geçmemiş olduğum Yedigöller’e nihayet 2013 yılı kasım ayında gittik. Bu tarihler zaten oraların en güzel dönemi imiş, onu da öğrenmiş olduk. İstanbul anadolu yakasından hareketle yaklaşık 3-3,5 saatlik (mola dahil) bir yolculuktan sonra Yedigöller’e vardık. Zamanımız kısıtlı olduğundan tüm gölleri hakkıyla ziyaret edemedik ama gördüklerim bana yetti de arttı bile. Doğanın bir kez daha insanı kendine aşık eden havası ve yürürken bileklerimize kadar girdiğimiz kuru yaprakların sesi ile birlikte zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Profesyonel bir fotoğraf makinesi sahibi olarak, makinemi ilk defa hakkıyla kullanma imkanı bulduğum için de ayrıca mutlu oldum.